Macar ve Türk halkları arasındaki tarihsel bağlar, yalnızca bir dilbilim ya da etnoloji meselesi değil, aynı zamanda ortak bir kültürel geçmişin izlerini sürme çabasıdır. Arminius Vámbéry, bu eserinde Macar halkının kökenini araştırarak, Fin-Ugor teorisinin ötesine geçiyor ve Türk-Tatar unsurlarının bu köklerde ne kadar belirleyici olduğunu ortaya koyuyor. Efsaneler ve mitlerle süslenmiş bir geçmişin ardındaki gerçekleri bulmak için titizlikle çalışan Vámbéry, dilbilimsel ve antropolojik kanıtları bir araya getirerek, Macar halkının kültürel, etik ve politik gelişiminde Türk karakterinin baskın olduğunu vurguluyor.
Ulusal kimlik algılarının gölgesinde kalan bu konu, yalnızca Macarların değil, Türklerin de tarihini anlamak için büyük bir önem taşıyor. Macarların gerçekten kimlerle akraba olduğu sorusu, yalnızca akademik bir tartışma değil, milletlerin kendilerini tanıma ve tarihlerini yeniden değerlendirme sürecidir. Macar halkının tarih boyunca birçok farklı unsurla kaynaştığını belirten Vámbéry, Macar kültürünün Türklerle olan ortak noktalarını ortaya koyarak, etnolojik çalışmaların nasıl milliyetçi duygulardan bağımsız bir şekilde yürütülmesi gerektiğini gösteriyor.