Yazı hayatına Efzayiş Yusuf imzasıyla süreli yayınlarda başlayan yazarın, eşi Hüseyin Suat’ın şiirlerini topladığı çalışmasının yanı sıra, "Türk Kadını: Müsbet- Menfi" (1932), "Aşktan Sonra" (1939) ve "Kırk Kapısı" (1950) başlıklı farklı türlerde üç eseri daha bulunmaktadır. Kadına dair meseleler, kalem ürünlerinin esas konusunu oluşturur. Kendini “feminist” (1932: 39) olarak tanımlayan Efzayiş Suat, yurt içi ve dışındaki eğitimi ve uzun yıllar aktif bir şekilde kadın hareketinin içinde bulunmuş olması dolayısıyla kadın meselesine emsallerinden daha geniş bir perspektifle bakabilmiş; kadının toplumsal rolündeki farklılaşmaya, geçmişten geleceğe uzanan bir çizgide sebep ve sonuçlarıyla dikkati çekmiştir. Yazarın eleştirel bir tutumla kaleme aldığı eserlerinde ayrıca, başta savaşlar olmak üzere yaşanan sarsıcı hadiselerin etkisinde değişen toplum yapısını, sosyal rol algısından bireyselleşmeye, estetik anlayışından gündelik yaşam pratiklerine çeşitli cepheleriyle okuyabilmek mümkündür.

Efzayiş Suat Hanım, Türk Kadınlar Birliği açısından 1929 senesinde Berlin şehrindeki Uluslararası Kadın Kongresi’ne temsilci olarak katılmıştır. Türkiye’ye döndükten sonra kadın polis meselesini gündeme taşımıştır (Resimli Ay, 6 Ağustos 1929).